Dünyanın konuştuğu/tartıştığı, ülkeler arası siber saldırıların (savaşların) olduğu günümüzde, bu hafta mevzuat dışı bir konu­ya değinmek istedim. Güvenlik uzmanı de­ğilim, ancak ekonomist olmayanların eko­nomiyi tartıştığı ülkemizde, bir ekonomist olarak ben de bu hafta güvenlik konusunu yazmak istedim.

Yiğitliğin, mertliğin destanını yazan Köroğlu şairlik kudretiyle “Tüfek icat oldu mertlik bozuldu” dizesini hafızalara kazımış­tır. Köroğlu, kitabında yiğitlik, dostluk, aşk ve doğa sevgisini anlatır. Keşke icat sadece tüfeklerle kalsaydı. Bilişim, gelişim ve tek­noloji gerekli elbet, ancak bu gelişmeleri in­sanlığı yok etmek için değil, insanlığın daha iyi yaşaması için insanlığın hizmetinde kul­lanılması gerekir. Siber savaşlar zaten 10 yıl­dır devam ediyordu. Son olarak İsrail’in; önce çağrı cihazları, sonra da telsizler üzerinden, Lübnan’daki bazı merkezlere siber saldırılar­da bulunmuştur. Beklenmedik bu saldırılar, bütün dünyada şaşkınlık yaratmıştır. Saldırı­ların nasıl yapıldığı, başka elektronik cihaz­lar üzerinden denenip denenmeyeceği endi­şe konusu olmuştur.

Bir devletin, başka bir devletin bilgisayar sistemlerine veya ağlarına hasar vermek ya da kesinti yaratmak üzere gerçekleştirilen sızma faaliyetleridir. Uluslararası alanda sa­dece teknoloji ve bilgi üretimi açısından de­ğil aynı zamanda toplumsal yaşamı etkileyen pek çok gelişme de yaşanmaktadır. Bu durum toplumların güvenliğine ilişkin hususları ön plana çıkarmakta, eleştirel güvenlik çalışma­ları toplumsal aktörlerin ve diğer kurumların konumundan kaynaklı riskleri ve konumları­nı da tartışmaya açmaktadır. Bu nedenle ge­leneksel savaş biçimlerinin aksine her alan­da ortaya çıkan yeni risk ve tehditler bireyi, toplumu ve devletleri etkilemektedir. Dolayı­sıyla siber tehditler sadece askerî alanda de­ğil, aynı zamanda toplumsal alanda da güven­liğin parçası haline gelmektedir.

Dünya akıl almaz bir teknoloji yarışına gir­mişken, çağın en tehlikeli savaşı olarak ta­nımlanan teknolojik savaşlara karşı her ül­ke kendi tedbirini alıyor. Ancak, teknolojinin hızına yetişilemediği gibi alınacak tedbirler konusunda da yetişmek mümkün gözükmü­yor. Nasıl ki Patriot’lara karşı füze kalkanları geliştirildiyse, aynı şekilde teknolojik (elekt­ronik/siber) savaşlara karşı da tedbirler alın­malı. Kaldı ki, son yıllarda ülkeler konu hak­kında birbiriyle yarış içerisindedirler.

Siber güvenlik; ağları, cihazları, uygula­maları, sistemleri ve verileri siber tehditler­den koruma uygulamasıdır. Birçok ülke siber güvenlik ağlarına yatırımı artırmış, tekno­loji eğitimi veren bilim akademileri ve üni­versitelerinin sayısını artırmıştır. Siber gü­venlik ise; ağları, cihazları, uygulamaları, sistemleri ve verileri siber tehditlerden koruma uygulamasıdır.

Günümüzde kişiler ve ticari işletmeler iş­lerini sürdürürken çağımızın teknolojik ci­hazları olan cep telefonları ve bilgisayarlar­dan yararlanıyor. Son yaşananlardan görüle­ceği üzere, cep telefonlarına, bilgisayarlara ve elektronik makinelere gönderilen sinyal­lerle patlatılabilmekte olup, bu saldırılar can ve mal kayıplarına yol açmaktadır.

Bu tehlikelere karşı kişilerin fazla yapabi­leceği bir şey yok, bunlar devletlerin alacağı tedbirlerin korumasındadır. Ancak, özel sek­tör işletmeleri, gündemdeki tehlikeyi acilen gündemlerine alarak gerekli tedbirlerini al­malılar, siber güvenlik konularında yatırım yapmalılar. Çünkü, ticari işletmelerin üre­tim tesislerinde kullanılan makinelerin çoğu elektronik makinelerdir.

Bu can sıkıcı ama gerçek olan konuyu fazla uzatmayalım. İnsan beynini; insanı yok etme üzerine değil, insanı insanca ve çağın nimetle­rinden eşit yararlanmak üzere kullanmalıdır.(Dünya)