MEVZUATIN İÇİNDEN
Şirket ortağının şirketten para çekme usulündeki doğrular ve yanlışlar
Talha APAK
Şirketlerin gerçek kişi ortakları, mevzuata uygun şekilde bilinçli olarak para çektikleri gibi, zaman zaman mevzuata aykırı ve hatalı çekimler de yapabiliyorlar. Bu durum, son dönemde maliye müfettişlerinin gerçekleştirdiği izah talepleri ve vergi incelemelerinde ortakları zorlu durumlarla karşılaştırmakta ve ciddi para cezalarına sebep olmaktadır.
Ülkemizde yaygın olarak “limited şirket” ve “anonim şirket” unvanıyla kurulan sermaye şirketlerine ortak olunmakta; bu ortaklık yapılarında tüzel kişilerle birlikte ağırlıklı olarak gerçek kişiler de yer almakta. Bu şirketler bir kişiyle de kurulabileceği gibi, çok sayıda gerçek ya da tüzel kişi tarafından da kurulabiliyor.
Özellikle, aile şirketlerinde sıkça rastlanan finansal yönetim ve vergi planlama sorunları, ortakların şirketlerinden para çekmesi durumunda önem kazanıyor. Para çekme ya da şirkete borç verme işlemleri Borçlar Hukuku, Ticaret Hukuku, Vergi Hukuku mevzuatına ve Muhasebe Uygulama Genel Tebliğlerine uygun olmalıdır.
Mevzuata uygun olan para çekme
Şirket ortaklarının mevzuata uygun olarak şirketlerinden para çekmeleri yaygın olan aşağıdaki üç yöntemle yapılmakta.
1 Kâr payı dağıtımı: Şirket kar etmiş ise, genel kurul kararıyla ortak dağıtılacak kardan hissesine düşen miktar kadar para çekebilir. Bu tutardan vergi mevzuatı gereğinde yüzde 15 gelir vergisi stopajı kesintisi yapılarak net tutar ortağa ödenir. Kâr payı alan ortak ise, bu tutarı brüt olarak bir yıl sonra gelir vergisi beyannamesiyle menkul sermaye iradı olarak yüzde 50’sini beyan etmeli. 2025 yılı için bu tutar brüt olarak 330 bin lirayı aşıyorsa, hesaplanan vergiden ödenen stopaj düşülerek beyan edilir. Kâr payının yüzde 50’si vergiden istisna olduğu için beyan edilmesi halinde ciddi bir gelir vergisi çıkmaz.
2 Huzur hakkı: Anonim şirketlerde yönetim kurulu üyeleri, limited şirketlerde müdürler genel kurul kararıyla huzur hakkı alabilirler. Genel kurul kararıyla belirlenen huzur hakkı brüt olarak belirlenir ve bir ücret gibi gelir vergisi stopajı kesilerek ilgiliye ödenir. Huzur hakkı elde eden kişi elde etmiş olduğu bu tutar 2025 yılı için 330 bin lirayı geçiyorsa önceden ödenen stopaj hesaplanan vergiden düşülerek beyan edilir.
3 Vergi afları gereği ortakların para çekme hakkı: Bazı zamanlarda çıkan vergi afları nedeniyle oluşan fonlar ortaklara vergisiz dağıtılabilir. Örneğin; stok affından kaynaklı “kayda alınan emtia karşılı” fon hesabı gibi. Ayrıca, şirket ortağı, şirketin finansman sıkıntısı nedeniyle vaktiyle şirketine borç para vermişse bu tutarı dilediği zaman şirketten vergisiz çekebilir.
Mevzuata uygun olmayan para çekme
Bu hususta, daha çok kurumsal olmayan aile şirket ortaklarının mevzuata uygun olmayacak şekilde şirketlerinden para çekmeleri yaygın olan aşağıdaki üç yöntemle yapılmakta.
1 Ortaklardan alacaklar hesabı: Ortak veya ortaklar, şirketten hiçbir alacağı yokken şirketten para çekmekte ve çektikleri paralar muhasebe kayıtlarında “ortaklardan alacaklar” hesabına işlenmekte. Bu durum, çok ortaklı işletmelerde ortaklar arasında sorunlara yol açtığı gibi, vergi incelemelerinde veya yargıya intikal etmiş ticari davalarda sorun olmakta. Özellikle, vergi incelemelerinde, ortaklardan alacaklar hesabına “adat faizi” ve bu faize KDV’li fatura kesilip kesilmediğine bakılıyor. Yıllardır çok tartışmalı olan bu konuya “adat” yapanlara inceleme elemanları ceza uygulamamakta, “adat” uygulamayanlara ise ceza uygulanmakta.
2 Fiktif kasa hesabı: Bazı şirketlerde, ortak veya ortaklar şirketten hiçbir alacakları yokken şirketten para çekmekte ve çektikleri paralar muhasebe kayıtlarında “ortaklardan alacaklar” hesabı yerine “kasa” hesabına işletilerek kasada fiktif bakiyeler yaratılmakta. Bu durumda, çok ortaklı işletmelerde ortaklar arasında sorunlara yol açtığı gibi, vergi incelemelerinde veya yargıya intikal etmiş ticari davalarda sorun olmakta. Vergi incelemelerinde kasa hesabındaki yüksek tutarlı(fiktif) bakiyelere “adat” uygulanması yapılıp yapılmadığına bakılmakta.
3 Diğer alacaklar hesabı: Ortaklar tarafından çekilen paraların “diğer alacaklar” hesabında kayda alınarak (örtülen) durumların vergi incelemesinde ortaya çıkması halinde cezalı işlemle karşılaşılmakta. Bu durum ayrıca, ortaklar arasında hileli işlemlere veya ihtilaflara yol açabiliyor.
Vergi inceleme riski
Son günlerde maliye tarafından kişilere gönderilen “izaha davet” veya “vergi inceleme” yazılarının çok yaygınlaştığı kamuoyunda da yer almaktadır. Burada, özellikle kişilerin banka hareketleri, gelir beyanları ve harcamaları karşılaştırılarak izahat istenmekte veya incelemeye tabi tutulmakta. Elbette kişilerin birçok gelir kaynakları olabilir ve bu gelirlerini de mevzuata göre beyan etmiş olabilir.
Ancak, incelemelerde bazı gelirlerin izah edilemediği veya kayıt dışı olduğu haller de çok karşılaşılan bir husustur. Kişinin çeşitli gelir kaynakları arasında, şirketin dağıtığı kâr payı veya huzur hakkı da olabilir. Burada, şirket ortaklarının mevzuatta uygun olarak şirketlerinden para çekmiş olmaları izahat için doğru kabul edilmekte. Özellikle birçok şirket ortağının şirketlerinden mevzuata uygun bir şekilde kâr payı veya huzur hakkı almadıklarından veya kayıt dışı gelirlerinden dolayı ciddi vergi cezalarıyla karşılaşabilirler.
Öneriler
Doğru olanı, usulünde her yıl kâr dağıtımı yapmaktır. Ancak, bazı şirketlerde yatırım ihtiyacı veya finansal sorunlar nedeniyle her yıl kâr dağıtımı yapılamayabilir. Kar dağıtımı yapılamaz veya kâr dağıtımı yapılsa bile, yönetim kurulu üyeleri veya müdürlere genel kurul kararıyla makul ölçülerde “huzur hakkı” verebilir. Her ay ödenen huzur hakları için ücret gibi bordro düzenlenerek net tutarı kişiye ödenir, brüt tutarı ise giderleştirilerek tekrar kurumlar vergisi avantajı sağlanabilir. Huzur hakkı uygulaması, şirketler açısından kar dağıtımından daha avantajlı bir sonuç yaratır. (Dünya)