Çalışma Hayatı ve Emeklilik
SGK başvurularında haklıyken hak kaybına uğrayabilirsiniz!
Özgür ERDURSUN
ozgur.erdursun@dunya.com
Makul süre. Bu terimi daha önce duydunuz mu bilmiyorum, ancak bilmenizde fayda var. Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) yapılan başvurular, çoğu zaman bireylerin en temel haklarından biri olan sosyal güvenlik haklarını elde etme çabalarının bir parçasıdır. Ancak bu başvuruların hukuki sürecinde yapılan küçük bir ihmal bile, kişinin haklı olduğu bir konuda büyük bir hak kaybına yol açabilir.
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, SGK’ya yapılan başvuruların reddi veya zımni ret (cevapsız kalma) durumlarında, başvuru sahibinin makul süre içinde dava açması gerekmektedir. Bu makul süre, Yargıtay tarafından “3+3 ay” olarak belirlenmiştir. Peki, ne anlama geliyor bu 3+3?
İkinci 3 ayda dava açılabilir
İlk 3 ay, idareye başvuru tarihinden itibaren Kurumun cevap verme süresi olarak değerlendirilir. Kurum, bu süre içinde yanıt vermezse, bu durum ‘zımni ret’ sayılır. Ardından gelen ikinci 3 ay ise, kişinin bu zımni ret işlemine karşı dava açabilmesi için tanınan süredir.
Yani toplamda 6 ay içinde, kişi eğer SGK’dan bir cevap alamamış ve dava açmamışsa, artık yargı yoluna gitme hakkını kaybedebilir. Burada kritik nokta, bireylerin çoğu zaman SGK’dan gelen cevabı ya da cevapsızlığı “henüz işlem yapılmadı” olarak yorumlamalarıdır.
Oysa Yargıtay bu belirsizliği ortadan kaldırmış ve açıkça belirtmiştir: SGK’nın cevap vermemesi, 3 ay sonunda ret sayılır. Bu tarihten itibaren 3 ay içinde dava açılmazsa, artık mahkemeye başvurmak mümkün değildir. Bu uygulama özellikle emeklilik, malullük, hizmet tespiti gibi hak arayışlarında önem arz eder.
Kimi zaman kişiler, SGK’dan “bekleyin, değerlendiriyoruz” şeklinde resmi olmayan ifadelerle karşılaşmakta, buna güvenerek dava açma süresini kaçırmaktadır. Bu noktada hatırlatmakta fayda var: SGK’nın resmi cevabı yoksa ve 3 ay geçmişse, süreniz işlemeye başlamış demektir. Sonuç olarak, sosyal güvenlik hakları için yapılan başvurularda dikkatli ve bilinçli olunması gerekir.
SGK’ya başvurduktan sonra cevabın gelmesini süresiz şekilde beklemek yerine, takvimi göz önünde bulundurup gerekirse bir hukukçudan destek alarak dava süresini kaçırmamak büyük önem taşır. Çünkü bu alanda “haklı olmak”, her zaman “hak sahibi olmak” anlamına gelmez. Süresinde harekete geçmeyen kişi, haklı olduğu bir konuda hakkını yitirebilir.
Unutmayın: SGK’ya karşı yapılan başvurularda, 3+3 aylık süre içinde dava açmak, sadece bir teknik ayrıntı değil; hakkınızı korumanız için hayati bir zorunluluktur. Örneğin: Yurt dışı borçlanması için tüm belgelerinizi SGK’ya sunarak müracaatta bulunduğunuz SGK’ya müracaatta bulunduğunuzda o günkü asgari ücretin yüzde 45’i tutarında günlük borçlanma prim ödemesi hakkınız var.
Makul süre geçmiş ise…
Borçlanma işleminiz birkaç ay geçmesine rağmen sonuçlanmadı ve siz SGK’ya giderek sözlü olarak işlemlerinizin devam ettiğini öğrendiniz. Bir süre daha bekleyip borçlanma tutarının size tebliğ edilmesini bekleyerek 3+3 aylık makul süre geçtikten sonra size evraklarınızda eksiklik olduğu gerekçesiyle işleminizin reddedildiği cevabı geldiğinde ve asgari ücret değiştiğinde yeni tutarlara göre borçlanma yapmanız gerektiği konusunda bilgilendirilirseniz ve 6 aylık makul süre geçmiş ise dava açma hakkınızı kaybedersiniz ve haklı olduğunuz halde hak kaybına uğrarsınız. (Dünya)