Neden Vizyoner Gruptan Adayı ?
İbrahim Balcıoğlu - SMMM
1990 yılından beri Meslekte Birlik
Grubuna hizmet ettim. Hizmete başladığımda daha belgemi bile almamıştım. Ancak
Meslekte Birlik Grubu, benim çok yakinen bildiğim bir yerde hizmete başlamıştı.
O yer de hiç şüphesin Birlik Vakfı çatısı
idi. Birlik Vakfı da ilk gençlik yıllarımda içinde ve yönetiminde bulunduğum Milli Türk Talebe Birliği’nin (MTTB)
eski yöneticilerinin oluşturduğu bir kuruluştu. 12 Eylül’de kapatılan MTTTB
yerine kurulmuş ve aynı idealleri paylaşan kişilerce oluşturulmuştu. Benim de
bulunmam gereken yerin burası olduğuna karar vermem uzun sürmedi. O yıllarda
başlayan berberliğimiz bugüne kadar devam etti.
Yılmaz Şener ağabey ile başladığımız bu mücadele Aziz Babuşçu ile devam etti. Arada kısa
bir Salih Yılmaz dönemi olduysa da
sonra yine Aziz Babuşçu ve Abdülaziz
Ural ile uzun yıllar beraberce çalışma fırsatımız oldu. Abdülaziz Ural
döneminde grubu dernek çatısına kavuşturmaya karar verdiğimizde derneğin tüzüğünü de ben yazdım. Meslek
yasamızda ilk değişikliğin bizzat mimarı idim. Nispi temsil sistemi benim kalemimden çıktı. Yıllar sonra nispi aidatın kaldırılmasıyla yerine
ikame edilmeye çalışılan sistemi bizzat benim gayretlerimle engellendi. 21 yıl
aralıksız devam eden süreçte Meslekte Birlik Grubu’nun değişmez hafızası oldum.
Rahmetli Mustafa Soycan kardeşimle
beraber bu işin çilesini ve cefasını çektik, beraber ağladık ve güldük. Birlik Vakfındaki
o küçücük ama gönlü geniş yerimizden sonra Mecidiyeköy’deki merkezimizde
meslektaşlarımıza hizmet imkânı doğdu. 2011 yılına kadar devam eden birlikteliğimiz
o yılsonunda yapılan kongre ile idari olarak sona erdi.
Mustafa Çaya, Kadir Gurbetçi, Salih Ünal ve yeni başkan
yönetimlerinde görev almadım. Ancak yapılanları hep yakinen takip ettim.
Mustafa Çaya ve Kadir Gurbetçi arkadaşlarımız şanssız denemeler yaparak görevde
oldukları dönemlerde siyasi atraksiyonlar içine girerek çeşitli yerlere aday
oldular. Bunlar benim açımdan olumsuz denemeler olarak algılandı ve her
defasında da bu fikrimi açıkça taraflara ve ilgililere beyan ettim. Salih Ünal
kardeşim de seçildiği günlerde ağır bir hastalığa yakalandı ve tedavisi için
başkanlık görevini bırakmak zorunda kaldı. Bu dönemde Meslekte Birlik Grubu
bizi ve çalışmalarımızı İSMMMO Yönetim Kurulu Üyeliği ile ödüllendirdi. Bunun
için emeği geçen herkese teşekkür borçluyum. Emeği geçen herkese teşekkür
ediyorum. Görev sürem bitince aday olmayacağımı da belirttim ve olmadım.
En sonunda Ethem Yüksel Kahveci
denilen kişiyi belki daha iyi olur diye desteklemek zorunda kaldık. Çalışmaları
ve gayretleri için bir şey demem mümkün değil. Ancak yönetim usul ve esasları
olarak katıldığım her toplantıda ikazlarımı yaptım, bu gidişin iyi bir gidiş
olmadığını ve bir kişiyi bile kaybetme lüksümüzün olmadığını, bu üslupla
etrafta kimsenin kalmayacağını, herkesin ve özellikle kaliteli insanların buna
tahammül etmeyeceğini/edemeyeceğini söyledim. Ama gelinen noktanın fecaat olduğunu söylemeye
bile gerek duymuyorum.
En son 2019 TÜRMOB seçimlerine hiç hazırlık yapmadan giden İstanbul Meslekte Birlik Grubu
seçimlerde acemilik ve bencillik duygusu ile sıfır çekti. Tabi sadece İstanbul
değil Türkiye Meslekte Birlik Platformu
da sıfır çekti. İstanbul’da Ethem Yüksel Kahveci ve Ankara’da Nevzat Akkaya’nın
uzlaşmaz tutumları nedeniyle birlik darmadağın oldu. Büyük bir potansiyel heba
edildi. Ama hala hiç kimsenin gelinen bu noktadan ders almadığını da görmenin
hüznü içeresindeyim.
Ethem Yüksel Kahveci tarafında 5-6
ay önce yapılan bir ses kaydının sosyal medyaya düşmesi ile gelinen nokta
düşmanlarımızı sevindirirken dostlarımızı da üzdüğünün farkındayım. Bu konuyu
grubumuz İstişare Heyeti ile birkaç
kez görüşmemize rağmen bunlardan maalesef somut bir sonuç alamadık. Bizim
insanımızın ortak ve klasikleşmiş bir sancısı olan işi zamana yaymanın burada
da şifa olacağı zannedildi. İşin failine “bu
nedir” diye sormak yerine “bunu siz
mi yaydınız” veya “kim yaydı”
gibi yan failler aranmaya çalışıldı. Oysa işin esasının usulden daha önemli
olduğu unutuldu. Bugüne kadar yapılan bu hakaretlerden bir nedamet
duyulmadığını üzülerek müşahede ettik. Aksine reklamın iyisi kötüsü olmaz denilerek bunun kötü de olsa bir reklam
aracı olduğunu işitmenin üzüntüsünü işittik.
Artık seçimlere çok az bir süre
kaldı, dikkatlerimizi İstanbul’dan ziyade Türkiye’ye verdiğimiz için TÜRMOB
delegesi olmak, siz kardeşlerimizi daha iyi temsil edebilmek için önceki
dönemlerde grubumuz hizmetkârı kardeşlerimizin oluşturduğu VİZYONER MALİ MÜŞAVİRLER GRUBU çatısı altında girmeye karar verdik.
Sevilmediğimiz, saygı görmediğimiz yerde durmanın bir anlamı yok. Ancak bugün
yönetimde bulunan birkaç kişinin yönetimden el çektirilerek yeni yönetimin oluşması
için katkılarımızı vermeye devam edeceğimizden hiç kimse kuşku duymasın.
Bütün dostlarıma ve meslektaşlarıma
bu dönem oylarını emaneten de olsa Vizyoner
Mali Müşavirler Grubuna vermelerini istiyorum. Daha güzel günlerin bizleri
beklediğini biliyor ve sizleri Allah’ın selamı ile selamlıyorum.