Mefaret Abla'nın Belediyede Çalışan Gelinin Yeni Derdi - (1)
Hüseyin HAMAMCILAR
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
hedef2004@hotmail.com
Değerli Okuyucularım,
Sizlerden gelen yoğun istek ve talepler doğrultusunda, bundan sonraki makalelerimin, daha çok kitlelere hitap edebilmesi ve anlaşılabilir olması amacıyla sosyal ve teknik olmak üzere iki bölüm halinde sürdürmeye devam edeceğimi bilmenizi isterim.
Bu nedenle, makaleme konu olan olayların oluş ve seyrini sosyal açıdan BİRİNCİ BÖLÜMDE, yasal ve teknik açıdan ise, açıklamalarda bulunmak üzere İKİNCİ BÖLÜMDE yer vereceğim.
Ayrıca, sizlerden gelecek sorularınıza da cevap vermeye çalışacağım. Makalelerimin tüm okuyucularıma yararlı olması dileğimle saygılarımı sunarım.
BİRİNCİ BÖLÜM:
Ne tesadüf ki Mefaret Abla ve Şükrü Ağbi ile kışlıkta olduğu gibi ayrı ayrı sokaklarda da olsak yazlıkta da komşu olduğumuzu onların oturduğu sokaktan geçerken tesadüfen öğrendik.
Şükrü Ağbimiz ile yapmış olduğumuz bir sohbetimizde “yıllar önce, bekarlığında Deftardarlıkta memur olarak çalışırken, peşinatını verip taksitle yazlık evinin bulunduğu bu arsayı satın aldığını, daha sonra da muhtelif ilçelerde Mal Müdürlüğü yaptığını, Mefaret Abla da bir ilçede Sağlık Ocağında çalışırken, tanıştıklarını ve evlendiklerini, oğlu Ali’nin de üniversiteyi bitirince ve çalışmaya başlayınca, karı koca olarak “yeter artık birazda dinlenelim” deyip, emekli olmaya karar verdiklerini ve aldıkları ikramiyeler ile de bu yazlık evlerini yaptırdıklarını” anlatmıştı bize.
Yazlık evlerinin bahçesinde, Mefaret Abla ile birlikte muhtelif ağaçlar, rengarenk çiçekler yetiştiren, bahçesinin bir bölümünde ise yaz başlangıcında domates, biber, salatalık, patlıcan, gibi fideler ekip, onları sulayıp, yetiştiren ve olgunlaşan mahsullerden toplayıp, sabah kahvaltısında yemek, en büyük hobileri ve zevkleri olduğunu Şükrü Ağbi defalarca anlatmıştı bize.
Mefaret Abla ve Şükrü Ağbimizin oğlu bir büyükşehirde özel sektörde pazarlamacı olarak çalışırken, merkez ilçedeki belediyede memur olarak çalışan Firuzan ile tanıştıklarını ve bir yıl sonra da evlendiklerini, Şükrü Can ve Canan adında iki torunları olduğunu, Şükrü Can’ın iki yıl önce büyük ve ünlü bir üniversitedeki Fakültenin işletme bölümünü bitirip askerlik görevini de kısa dönem olarak yaptığını ve bir yıl önce de annesinin görev yaptığı belediyede kurulmuş olan personel şirketinde göreve başladığını, Canan’ın Lise son sınıfta öğrenimine devam ettiğini ve hemen hemen her gün telefonla görüntülü olarak devamlı görüştüklerini, Ağustos ayının ortalarında gelininin ve torununun senelik izine çıkacaklarını ve buraya geleceklerini devamlı anlattıklarından bilgi sahibi olmuştuk.
Mefaret Abla ve Şükrü Ağbinin oğlu Ali ve gelini Firüzan, torunları Şükrü Can ve Canan’ın Ağustos ayının 20’sinde geldiklerini Şükrü Ağbi telefonla bildirdi. Ben de eşimle birlikte bir gün sonra onlara hoş geldiğine gittik, oğlu gelini ve torunları da ziyaretimizden çok memnun olduklarını defalarca söylediler.
Mefaret Abla, iki gün sonra, oğlu ve gelinini yanına alıp bize geldiler. “Hüseyin Bey, Şükrü Ağbinin selamı var, bunlar (oğlu ve gelinini göstererek) bir konuda sana danışmak, senin fikrini almak istiyorlar.” dedi, “tabi ki buyurun memnuniyetle deyip, buyur ettik”
Baktım, Mefaret Abla yine huzursuz, Hüseyin Bey, Şükrü Ağbin çocukları dinledi ama “Hüseyin Beye götür, bir de o dinlesin, ben artık mevzuattan uzak kaldım” dediği için sana geldik, kusurumuza bakma” dedi. Şükrü Ağbi ve torunlar da gelseydi dediğimde, aslında “Torunum Şükrü Can’ın da sana danışacağı bir konu varmış ama gelmeye çekindi” dedi.
Neyse, Firuzan anlat bakalım bir de ben dinleyeyim dedim. Yoksa şu belediyeleri ilgilendiren Haziran’da çıkan kanun mu? dediğim de birden “sen nereden biliyorsun? nasıl anladın” dedi ve başladı anlatmaya, daha cümlesini bitirmeden Ali başlıyordu anlatmaya, Ali anlatmaya başlayınca Firuzan da ters ters bakıyordu Ali’ye, sanki çok biliyormuş gibi. Ali ne yapsın her gün aynı konuları dinlediğinden sanırım ister istemez konudan bilgi sahibi olmuştu. Baktım, iş tartışmaya gidiyor, sonu kötü olacak, “tamam tamam konuyu anladım.” deyip konuşmalarını kesmek zorunda kaldım.
Firuzan, sen belediyenin hangi bölümünde görev yapıyorsun? Benim, belediyede “Mali Hizmetler Müdürlüğünde” memur kadrosundayım ve çok önemli bir görevdeyim, Vergi Dairesinden belediye adına kullanıcı kodu ve şifre verdiler, bana teslim ettiler, ben de Vergi Dairesine elektronik ortamda beyanname düzenleyip, gönderiyorum, bana çok güvendikleri için bu görevi verdiler.” Ama, memur kadromuz yetersiz olduğundan diğer bölümlerdeki arkadaşlarıma da yardımcı oluyorum. Ben biraz da yapım gereği merhametli olduğumdan sanırım, yaklaşık bir senedir de İnşaat Ruhsatı ve Yapı Kullanma İzin Belgesi düzenleyen ve çok yoğun çalışan arkadaşlarıma da yardımcı olmaya çalışıyorum.” dedi ve sustu. Ben de gayri ihtiyari olarak “ne oldu? niye sustun?” dediğimde, Firüzan bu defa da “yeni çıkan kanunu iyi öğrenelim, ihmale gelmez başımızı ağrıtabilir” dediler diğer eski memur arkadaşlar, bu yüzden “ben de tedirgin” oldum dedi.
Ben de “tedirgin olmakta haklısın” dedim önce çaylarımızı içelim sonra da ben size kanunda yapılan değişiklikleri anlatırım dedim ve çaylarımızı içmeye başladık. Çaylar bitince de;
“Öncelikle çıkarılmış bulunan Haziran 2021 ayında “492 sayılı Harçlar Kanununda” “belediyeler ile ilgili olarak ne gibi değişiklikler yapılmış ve neler değişmiş ondan bahsedeyim” deyip yasada yapılmış olan değişiklikleri başladım anlatmaya:
İKİNCİ BÖLÜM:
Bir dedim; 19.06.2021 tarih ve 31516 sayılı resmi gazetede yayımlanmış bulunan 7327 sayılı “İCRA VE İFLÂS KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN” un 9. Maddesi ile “2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununun mükerrer 69 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “vergi dairesine” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.”
İki dedim; Kanunun 10. Maddesi ile de “492 sayılı Kanunun 132 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Bu Kanuna bağlı (4) sayılı tarifenin;
“I- Tapu işlemleri:” başlıklı bölümünün 13 numaralı fıkrasının (a) bendine göre tahsil edilmesi gereken cins tashihi harcı, ilgili belediyesince yapı kullanma izni harcı ile birlikte makbuz karşılığı peşin olarak tahsil edilir.
Bu suretle tahsil olunan harçlar; şekil, içerik ve muhteviyatı Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen bir bildirim ile cins tashihi harcının tahsiline yetkili vergi dairesine, tahsil edildiği günün akşamına kadar bildirilip ödenir.
Tahsil edilen harçların ilgili vergi dairesine süresinde ödenmemesi durumunda, harç ilgili belediyeden 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilir.
Süresinde vergi dairesine beyan edilmeyen tutarlar hakkında 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümleri uygulanır.
İşlemden doğan harçları tamamen almadan işlem yapan belediye personeli ve ilgili belediyeler harcın ödenmesinden mükelleflerle birlikte müteselsilen sorumludur.”
şeklinde yeni ekleme yapılmıştır.” dedikten sonra devam ettim anlatmaya;
Cins Tashihi nedir? Harçlar Kanununda yapılmış olan bu değişiklikler ne anlama gelmekte ve belediyeler ile belediyelerde çalışanlara ne gibi sorumluluklar ve cezai müeyyideler getirilmiş, kısaca onların da bilgilerini vereyim.
Yine bir dedim; Cins tashihi, “Tapu kütüğünde kaydı bulunan bir gayrimenkulün durumunu değiştirmek anlamına” gelmekte ve çoğunlukla bir arazi ya da arsa üzerine bina inşa edilmesi işlemlerinde kullanılmakta, ayrıca arsa üzerindeki bir binanın yıkılması ve arsanın eski haline dönüştürülmesi de cins tashihi kapsamındadır.”
Başka bir ifadeyle; cins tashihi, tapuda kayıtlı bir taşınmazın niteliğinin değiştirilerek, başka bir tapu kütüğüne tescil edilmesi olarak da tanımlanıyor. Örneğin cins tashihi, sahibi olunan binanın yıktırılarak, arsa haline getirilmek istenmesi durumunda tapu sicilinde binanın niteliğinin arsa olarak gösterilmesi olarak ifade ediliyor. Ya da bir arsanın üzerine bina inşa edilmek isteniyorsa bu durumda tapu kütüğünde arsanın bina olarak gösterilmesi işlemi de cins tashihini açıklıyor.
İki dedim; 19 Haziran 2021 tarihinden önceki uygulamada;
492 SAYILI Harçlar Kanunun, “Gönderilecek listeler ve sorumluluk:” başlıklı Mükerrer Madde 69.uncu maddesine göre;
“Tapu ve Kadastro İdareleri, 02.01.1982 tarihinden itibaren, devredenin ve iktisap edenin adı ve adresi ile gayrimenkulün harca esas tutulan değerini ve vasıflarını, noterler de düzenledikleri veya tasdik ettikleri gayrimenkullerin zilyetlik devir sözleşmelerinin birer örneğini şekli ve muhtevası Maliye Bakanlığınca tespit edilecek listelerle birlikte işlemin yapıldığı tarihi izleyen ay başından itibaren en geç 15 gün içinde ilgili vergi dairesine bildirmekle mükelleftiler.” hükmü bulunmaktaydı.
Üç dedim; 19 Haziran 2021 tarihinden sonraki uygulama nasıl olacak;
Yasada yapılan değişiklik ile 19 Haziran 2021 tarihinden itibaren “vergi dairesine” ibaresi metinden çıkarılmış ve bunun yerine ise, eklenen fıkra ile “tahsil edilmesi gereken cins tashihi harcı, ilgili belediyesince yapı kullanma izni harcı ile birlikte makbuz karşılığı peşin olarak tahsil edilir.” hükmü getirilmiştir.
Yani belediye tarafından tahsil olunacak cins tashihi harçlarının; şekil, içerik ve muhteviyatı Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen bir bildirim ile “cins tashihi harcının tahsiline yetkili vergi dairesine, tahsil edildiği günün akşamına kadar bildirilmesi ve ödenmesi gerektiğine dair” yeni bir hüküm getirilmiştir.
Dört dedim; Bundan sonra belediyeler tarafından tahsil edilen harçların aynı gün içerisinde ilgili vergi dairesine ödenmesi gerekmektedir. Süresinde ödenmemesi durumunda ise, harç tutarları belediyeden 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilecek, süresinde vergi dairesine beyan edilmeyen harç tutarları hakkında da 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümleri uygulanacaktır.
İşlemden doğan harçları tamamen almadan işlem yapan belediye personeli ve belediyeler harcın ödenmesinden mükelleflerle birlikte müteselsilen sorumlu olacaklardır.
“İşte bu yüzdendir ki eski memur arkadaşların tedirginliklerini ifade etmişler” dedim.
Peki, şimdi ne oldu ki? veya ne olacak ki? diyecek olabilirsiniz, onun bilgisini ve açıklamasını da GELECEK MAKALEMDE yapacağım. 01.10.2021