Bir yandan tüm dünyada olduğu gibi ülkemizin de etkisi altında kaldığı 2020 yılının Mart ayında başlayan koronavırus salgını belası, alınan ve alınmayan tedbirlerin uygulanması, dışarıya çıkma kısıtlamaları,  ekonomik kriz, açıklanan enflasyon rakamları, işsizlik, aşı olunsun mu olunmasın mı tartışmaları, bunlar yetmiyormuş gibi bir yandan da sıcaklar, hepsi de üst üste gelince hepimiz bunaldık, bunalmasına da Mefaret Abla bir başka olaydan bunalmış, strese kapılmış vaziyette soluğu bizim kapıda almıştı.

Dairemizin zili saat 10.00’da çalınca, eşim hayırdır inşallah, bu saatte kim geldi acaba deyip, kapıya yöneldi  ve kim o dedi?  karşıdan benim ben komşunuz Mefaret Ablan sesini duyunca kapıyı hemen açıp içeriye buyur etti. Ben Mefaret Ablaya daha hoş geldin demeden,  elindeki Tebligat Zarfını uzatarak Hüseyin Bey şuna bir bakarmısın, postacı yeni getirdi. Şükrü Ağbin zarfın içindekini okuyunca sadece  “eyvah yandık hanım diyebildi”  birden tansiyonu fırladı, ilacını verdim sakinleşti, hanım, sen  hemen yukarıya çık, bu zarfı ve içindekini  Hüseyin Beye göster  “o bu işlerden anlar” dedi,  “ne yapayım Hüseyin Bey ben de size  geldim kusuruma bakmayın” dedi ve ben daha Mefaret Abla, sen otur soluklan biraz dinlen demeye fırsat vermeden  elindeki zarfı bana uzattı, “zarfın içindeki evrakı bir zahmet sen de okur musun” dedi.

Rengi kireç gibi beyaz olmuş Mefaret Ablamıza ne ikram ettiysek kabul etmedi, oğlum sen hele bir evrakı oku bakalım, çok heyecanlıyım ve merak içindeyim deyince, zarfın içindeki VERGİ/CEZA İHBARNAMESİNİ önce  içimden okudum ve ben gayet sakin bir şekilde “Mefaret Abla, heyecanlanacak  ve merak edilecek bir konu yok, sadece Vergi Dairesi tarafından senin için 2015 yılında satmış olduğun daireden elde etmiş olduğun değer artış kazancı için 41.425,00 TL. Gelir Vergisi, 41.425,00 TL’de vergi ziyaı cezası tahakkuk ettirilmiş, toplamda 82.850,00 TL.yi ödemeni istiyorlar” dediğimde, “ne benim ne de Şükrü Ağbinin devletle hele hele vergi ile hiçte işimiz olmaz”  “bir daha oku bakalım yanlışlık olmasın” diye çıkıştı.

Bu daireye hangi yıl aldın? Cevabı “biz kardeşimle birlikte 2010 yılında 30.000,00 TL.’ye  bir  ev almıştık.  Tapuda yarı hissesi benim yarı hissesi de kardeşimin, kat karşılığında müteahhitle anlaştık, bana ve kardeşime 2012 yılında birer daire verdi müteahhit, işte ben bu daireyi sattım, hatta alan kişi bankadan konut kredisi çekmişti” dedi

Mefaret Abla, konu anlaşılmıştır, sen elindeki tüm belgeleri bana getir, ben dilekçe hazırlayıp, Vergi Mahkemesinde dava açacağız dediğimde, şimdi hatırladım “Vergi Dairesi bize yazı göndermişti, biz de kalkıp Vergi Dairesine gitmiştik, ilgili memurla görüştük,  konuyu anlattık, elimizdeki tüm belgeleri verdik,  ama yapacak bir şey yok,  o da bize mahkemeye gidersiniz demişti.” dedi.

Mefaret Abla, sen hiç merak etme, bundan sonra konuyla ben bizzat ilgileneceğim, yalnız şunu iyi bilin Vergi Mahkemesinde kazanmakta var kaybetmekte var dedim ve sen bir an evvel bana evrakları getir dediğimde kalkıp koşar adımlar ile gitti ve 10 dk. sonra bir naylon poşet içinde evrakları getirdi.

Hiç merak etmeyin ve endişelenmeyin, bundan sonra ben ilgileneceğim, yalnız gelecek tüm yazıları bana getireceksiniz dediğimde, “Allah senden razı olsun, tuttuğun altın olsun, şimdi rahatladım” dedi

Artık çayımı içebilirim dediğinde,  ilk geldiği zamandaki yüzünde bulunan beyazlık gitmiş, sanki gözleri ışıldıyordu, ama yine de içinde bir huzursuzluk var gibi geldi bana “ acaba ne olacak” diye meraklanıyordu ister istemez.

Mefaret Ablamıza söz verdiğimiz gibi, evraklarını inceledim ve dilekçesini yazdım, Vergi Mahkemesine birlikte gidip, gerekli harç ve giderleri yatırıp, dava dilekçemizi verdik.

Vergi Dairesi Takdir Komisyonu tarafından, 180.000,00 TL. tutarındaki satış bedelinden, 30.000,00 TL. tutarındaki alış bedeli düşülerek, 150.000,00 TL. tutarında satış karı hesaplanmış, Bu tutardan 1.800,00 TL. tutarında tapu harcı düşüldükten sonra, 148.200,00 TL. Değer Artış Kazancı doğması nedeniyle de 2013 yılında 9.400,00 TL. tutarındaki istisna düşüldükten sonra, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30/1. maddesi gereğince ilgili dönem matrahı 138.800,00 TL. tutarında takdir edilmiş,

Vergi Dairesi de doğal olarak Takdir Komisyonu tarafından alınmış bulunan karar gereğince; 138.800,00 TL.tutarındaki matrah üzerinden 41.425.00 TL. tutarında Gelir Vergisi, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 341. maddesi gereğince de vergi ziyaına sebebiyet verilmesi  nedeniyle de  41.425.00 TL. tutarında vergi ziyaı cezası tahakkuk ettirilmişti.

Vergi Dairesi avukatı mahkemeye yapılan işlemin yerinde bulunduğu şeklinde cevap vermiş, Vergi Mahkemesi tarafından “dava konusu 2013/1-12 dönemi için resen tarh edilen bir kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisinin kaldırılmasına” “Takdir Komisyonu kararının iptali isteminin incelenmeksizin reddine” “ sadece 1.890,00 TL. vekalet ücretinin davacı tarafından davalı İdareye ödenmesine” şeklinde karar verilmiş, Vergi Dairesi avukatı Bölge İdare Mahkemesine “Vergi Mahkemesince verilmiş olan kabul edilen kısmının kaldırılmasına, davanın reddine” şeklinde istinaf başvurusunda bulunmuş, ancak Bölge İdare Mahkemesi “Vergi Dava Dairesince,” “Vergi Mahkemesi kararının, usul ve esas bakımından hukuka uygun olduğu sonucuna varılarak oybirliği ile kesin olmak üzere karar verilmiştir.” şeklinde karar verilmesi üzerine de Mefaret Ablaya müjdeli haber verildi.

Sonuçta, Mefaret Ablaya, “41.425.00 TL. tutarındaki Gelir Vergisinin gecikme zammı ile birlikte daha yüksek tutarda ve aynı zamanda 41.425.00 TL. tutarında vergi ziyaı cezası ödemek zorunda kalmadığı” müjdeli haberini verdik. Makalemdeki kişi ve tutarlar tamamen hayal ürünü olup, olay gerçek ve yaşanmıştır.

Makalemin yararlı olması dileğimle saygılarımı sunarım.