Kitabın adı; Karakalpak Kızı, Rus Yazar  Yazar: Tulepbergen Kaipbergenov.

Moderatörlüğünü,  Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Nesrin Yavuzun yaptığı programda, 

Dernek başkanı Gülüzar Özev  açılış konuşmasında, Kocaeli Ekmek ve Gül Derneği’nin başlattığı kampanyadan söz etti. Birkaç kadının açlık sorunlarının çığ gibi büyüdüğü ülkemizde yetkililerden “Okullarda her çocuğa ücretsiz sağlıklı yemek talebi”inde bulunduklarını anlattı. Bu kampanyanın kısa zamanda yurt geneline yayılarak en sonunda  Milli Eğitim Bakanlığının bu yönde girişim başlattığını söyledi.

Özev EYT’lilerin durumuna da değinerek, 1999 yılı Ağustos ayında yaşanan depremi fırsat bilerek mecliste onaylanan ve çalışanların ve emekli olma koşullarının birden ağırlaştıran yasanın uzun zamandır sonuçlarını gördüğümüzü söyledi. Resmi verilere göre kayıtlı iki buçuk milyon sigortalının mağdur olduğu ama gerçekte altı milyon sigortalının olumsuz etkilendiği biliniyor. Yaşanan bu kitlesel haksızlık üzerine 2014 yılında, EYT’liler haklarını almak için dernekler kurdular, federasyon oldular, imza topladılar, meclise gittiler, pandemi de bile boş durmadılar. Bolu Düzce’de başlayan mitingler, Kadıköy ve Maltepe’de ve daha birçok yere yayıldı.   Bugün emeklilikte yaş sınırının kalkması yönünde yasanın hazırlanıyor olması işte bu örgütlü mücadele sayesindedir.   

EYT Federasyon başkanı bir kadın ismi Gönül Boran. Size anlatmaya çalıştığım her iki toplumsal kazanımın liderleri kadın.

Elbette mücadelenin erkeği kadını yoktur. Sorunlar ortaksa mücadele ortaktır. Bizler kadın muhasebeciler olarak, gerek kadın olmaktan kaynaklı, gerekse mesleğimizi yürütmekten kaynaklı sorunlarımızı çözüme ulaştırabiliriz. Bu yetenek ve güç fazlasıyla bizde vardır. Yeter ki kendimize inanalım, güvenelim. Birileri gelsin bizi kurtarsın demeyelim.

Daha sonra, Selda Yıldız, Karakalpak Kızı romanının konusunu ve dikkat çekici yönlerini anlattı. Ana karakter Cumagül’ ün annesinin babasından yediği dayak ve sokağa atılmaların romanda ustalıkla işlendiğini, aynı zulmün kocası tarafından kendisine de uygulandığını ana hatlarıyla açıkladı. Daha sonra Cumagül, Sovyet Rusya devrimiyle hayatında çok büyük değişiklik olduğunu okuduğunu söyledi. Kader denilen şeyin hiç te zannedilen bir şey olmadığını bu romanda anladığını söyledi.

Nuray Sancar ise kitabın başlıca teması olan sınıf mücadelesinin devrimden sonra aldığı boyutlardan söz etti.  Roman Sovyet Devrimi sonrasında Özbekistan’daki yoksul köylülerin hayatındaki değişim ekseninde ve sosyalizm dönemine ışık tutmaktaydı. Ülkede bir devrim olduğundan bile haberi olmayan ücra köylerdeki köylülerin giderek bilinçlenmesini ve kendi sömürücülerini tasfiye etmesini oldukça etkili bir kurguyla betimleyen yazar, kahramanı Cumagül aracılığıyla kadın kurtuluşunun koşullarına da ışık tutmuştu.

 

Sancar günümüzde kadınlar üzerinde yoğunlaşan baskılar, artan kadın cinayetleri ve şiddet karşısında kadınların verdiği güçlü mücadelelerin önemine de değinerek bütün bunlardan kurtuluşun yolunun örgütlenmekten geçtiğine dikkat çekti. 6 yaşında kız çocuğunun evlendirilmesini meşrulaştıran sürecin AKP’nin iktidara geldiği ilk yıllardan itibaren başladığının altını çizdi.

Etkinliğin son konuşmacısı Serbest Muhasebeci, Mali Müşavir Gültekin Bekar, Kadınların iş kanunu nedeniyle, sahip olduğu birçok hakları olduğunu ama bunu birçok çalışanın bilmediğini anlattı. Doğum izninin zannedildiği gibi sadece doğum öncesi 8 hafta doğum sonrası 8 hafta ile sınırlı olmadığını ayrıca işverenin işçi isterse yine izin hakkı olacağından söz etti. Kadın çalışanlar için sigorta mevzuatına göre birçok teşvik olduğunu ancak bu teşvikten çoğunlukla büyük ölçekli işletmelerin yararlandığını belirtti.