ÖZGÜRCE
"Görevini tam yerine getirmemiş olanın vicdan yarasına, ne mazeretin çaresi, ne ilacın şifası çare getirmez."
İlk önce Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve sonrasında tüm dünyada olduğu gibi ülkemizi de etkisini altına alan CORONA VİRÜS (COVID-19) salgını ile ilgili olarak tüm ülkeler olağanüstü önlemler ile yurttaşlarını koruma altına alıyor.
Bu önlemler paralelinde ülkemizde de bir kısım ekonomik önlemlerle birlikte tüm alışkanlıklarımızdan vazgeçmemize neden olabilecek sosyal hayatımızın kısıtlanması ile ilgili bir dizi tedbirlere başvuruluyor.
Sağlık Bakanının açıklamaları ve alınan önlemler olayın vahametini tüm çıplaklığı ile gözler önüne sermektedir. Bu bağlamda ülke yönetimi tarafından uygulamaya konulan ekonomik önlemler ile birlikte 60 yaş üzeri ve 20 yaş altı yurttaşlarımızın sokağa çıkmaları yasaklanırken bu kapsama girmeyen tüm yurttaşların zorunlu olmadıkça evde kalmaları önerilmektedir.
Ancak ülkemizde yaşayan tüm bireyleri ilgilendiren bu önlemler muhasebe meslek mensuplarını kapsam dışında bırakmaktadır. Bunun nedeni sektörel anlamda bir kısım şirketlere vergi mükellefiyetlerini yerine getirme konusunda erteleme getirilirken bir kısmına ise bu konuda bir ayrıcalık tanınmamıştır. Kapsam dışında olan işletmelerin vergisel yükümlülüklerinin yerine getirilmesi ise muhasebe meslek mensuplarının sorumluluğundadır.
Ülkemizin yönetimini elinde tutan siyasi irade tarafından alınan önlemlerin doğruluğu ya da eksiklikleri tartışılabilir. Ancak sokağa çıkma yasağı ile tüm yurttaşlarını koruma altına alan siyasi irade, muhasebe meslek mensuplarının yerine getirmekle yükümlü oldukları görevleri nedeniyle işlerinin başında olma zorunluluğunu düşünmemiş olmaları büyük bir eksiklik ve ihmalin göstergesidir.
Muhasebe mesleğini icra eden 60.000 civarında işyerlerinde ortalama 5-6 kişilik kadro ile 350 ila 400 bin civarında meslek mensubu bu çerçevede işyerlerine giderek mükelleflerinin vergisel yükümlülüklerini yerine getirmektedir.
Oysa Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca önceki gün açıklamasında bir MUHASEBECİNİN, müşterisi olan vergi mükelleflerine virüs bulaştırması sonucunda salgının yayılma hızını arttırdığını ifade etmiştir.
Gerçekten de muhasebe mesleğini icra eden meslek mensupları üstlendikleri görevi yerine getirirken iş yerlerinden gelen ve virüs taşıdığını bilmeden binlerce evrak ile temas etmekle virüsün taşıyıcısı olarak kendi yaşamlarını riske ederken salgının yayılmasına neden olmaktadır.
Bu vahim oluşumu önlemek için acilen, açıklanan sektörler dışında kalan tüm iş yerlerinin mücbir haller kapsamında yükümlülüklerin ertelenmesi kararı alınmalıdır.
Bu ayrıntıyı gözden kaçıran siyasi iradenin ihmali bir yana, 120 bin civarında meslek mensubunun bağlı olduğu TÜRMOB’ un bu süreci yönetme biçimi de muhasebe mesleğini icra eden tüm meslek mensuplarının infialine neden olmuştur. Gerçekten alınan önlemlerin eksikliğini giderme konusunda olumlu hiçbir sonuç alamayan TÜRMOB, meslek mensuplarının sorunları ile çok yakından ilgileniyormuş edası ile sosyal medyada yetkili makamlara ilettikleri dilekçeleri paylaşarak sözüm ona görevlerini yaptıklarını zannetmektedirler. Oysa sosyal medyada aynı etkinliği bireysel olarak yapan onlarca meslek mensubu varken TÜRMOB yöneticilerinin böylesine hamaset kokan eylemleri ile zaman tüketmeleri, meslek mensuplarımızın virüsle randevularına olanca hızıyla katkı sunuyor.
Diğer yandan öteden beri meslek mensuplarının en büyük derdi olan tahsilat sorunu virüs salgını nedeni ile had safhaya çıkmış ve sınırlı kaynaklarla geçim derdinde olan meslek mensuplarını açlık tehlikesi ile karşı karşıya getirmiştir. Asıl görevi üyelerinin haklarını korumak ve onların menfaatlerini gözetmek olan TÜRMOB bu konuda da meslek mensuplarını kaderine terk etmiştir.
TÜRMOB ‘un kasasında mevcut yardımlaşma fonunun ihtiyaç duyan meslek mensuplarına dağıtılması önerilerine bu fonun AFET halinde ve genel kurul kararı ile kullanılabileceğini ifade eden TÜRMOB başkanının bu tutumu, olayın ciddiyetinden ve sorumlu yönetici anlayışından ne kadar uzak olduğunun en açık göstergesidir.
Seçim dönemlerinde iktidar olmak için tabir yerinde ise muhalifleri ile kıran kırana mücadele eden yöneticilerin bu performansını böylesine kriz dönemlerinde ortaya koymaları asli görevleridir. Nasıl bir yol izlemeleri gerektiği konusunda tereddütleri varsa sağduyulu meslek mensuplarının öneri ve feryatlarına kulak vermeleri yeterli olacaktır.
Mevlana’nın bir sözü ile yazımıza son verelim.
"Görevini tam yerine getirmemiş olanın vicdan yarasına, ne mazeretin çaresi, ne ilacın şifası çare getirmez."