Bayram Bizim Neyimize ! . .
Hava bugün bulutsuz. Dün de bulutsuzdu, önceki gün de. Donuk, ruhsuz, biraz da sisli. Bizim payımıza çalışmak düştü yine. Üste para ödemeli hem de. Kasası açık veren kasiyer gibi. En ufak bir hatada, sinek bir şey değil ama evler yıkar abesliğinde ağır para cezaları. Bir sigara içimi kadar olsun, kendimize ayıramadığımız zamanlar, bayramda da yerini buldu. Korona salgını varmış, insanlar bir araya gelemiyormuş, biz hep öyleydik a dostlar. Biz Hiç bir araya gelemedik, halleşemedik. Saymazsak eğer seminer arası beş dakikalık yüzeysel konuşmaları.
* Yabancılaştık yabancılaştırdılar bizi bize, bizi kendimize…
* Su bulandı bulanıyor ha bire…
* Bayramdan sokak yasağından muaf ettiler, aslında mahvettiler…
* Güzel olan ne varsa; hayallerimizi, gençliğimizi, sağlığımızı…
* Dinlediğimiz kuş sesleri değil, bilgisayar cızırtılarıydı…
Mitolojinin yalancısıyım; Penelope, yıllar yılı akşama kadar ördüğü kazağı, sabaha kadar sökermiş. Güzel bir amaç için. Biz meslektaşlar da, güzel Penelope gibi, her gün, doldur beyanname, ver bildirge ne uğruna, kim uğruna ! Yakaladık mı güzel günleri, yoksa karanlığa mı gömüldük ?
Vazgeçtik güneşli havalarda sevdiklerimizle dolaşmaktan. Korona herkesin başında! Ama herkesin! Eh! Gelen düğün bayram dedik !
Dedik te bayram günü evimizde keyfe keder oturmak, film izlemek, kitap okumak, yemek pişirmek varken, yok KDV, yok geçici, yok Ba-Bs, yok Kurumlar, ha yetişti ha yetişecek derken kalp spazmı geçirir olduk. Kırk yılın başı kimliklerimizin hatırını saydılar. Sevinemedik. Çalışmak içindi verilen izin. Ah kardeşim, bayram bizim neyimize.
Razıydık belki de, bizim de haklarımız verilse. Ne duyan vardı sesimizi, ne de dinleyen. Zalimin zulmüydü gün akşamlarında, eve dönüşlerimiz. Bu bir kavgaydı, öncesi yok sonrası yok. 120 bin mali müşavir, beyannameyle ve yoksullukla pençeleşmekte.
120 bin Mali müşavir çalışanları ve ailelerle eder bir milyon kişi. Muhasebeciler hesap tutmayı iyi bilirler. Kalemlerin tuşların kavgası, feri sönmüş gözlerin dalgın bakışı. Hakkı ödenmeyen hemşireler, doktorlar, sağlıkçılar anlatırken dertlerini medyada, hakkımız ödenmedi derlerken, muhasebeciler sanki memnun mesuttu lar.
Yalnız hakkı ödenmeyen değil hakkı görülmeyen muhasebeciler. İşte bu yazı, onun için yazılmıştır. Tarihe not düşmektir efendilerin ettiklerini. Kim bilir gelecekte yönetenler, evlatlarını sevmeyi öğrenirler ümidiyle.
Sözün kısası sevgili meslek mensuplarımız ve okurlar;
Huzursuzluk büyük, rahatsızlık derin, yaşanılanlar tam bir çile. Bayram bizim neyimize…
Kadın Muhasebeciler Derneği Genel Başkanı
Gülüzar Özev