Antalya SMMM Odası Yönetim Kurulu Başkanı Necati Şenyiğit'ten Mesaj ;
Değerli meslektaşlarım…
Sizleri, toplumda sıkça gözden kaçan ama her birimizin hayatını doğrudan etkileyen bir yolculuğa çıkmak istiyorum.
Bu yolculuğun ilk durağı: Gerçeklik.
Gerçeklik; her bireyin aynı koşullara, aynı başlangıç noktalarına sahip olmadığını kabul etmektir.
Toplum içerisinde bireyler; doğdukları yer, sahip oldukları fiziksel ya da ekonomik imkânlar ve sosyo-kültürel geçmişleri itibarıyla birbirinden farklı hayatlar yaşarlar.
Gerçeklik; mesleğimizin yalnızca rakamlarla değil, insan hikâyeleriyle, iş dünyasının değişen dinamikleriyle, ve sosyal yapının dönüşen beklentileriyle iç içe olduğunun kabulüdür.
Bugün meslektaşlarımızın bir bölümü teknoloji destekli sistemlerle çalışırken; bir diğer bölümü sınırlı kaynaklarla ayakta kalmaya çalışmaktadır.
Bu farklılıklar, mesleki politikalar oluşturulurken mutlaka dikkate alınmalı; sorunlara tek tip çözümler yerine, gerçekliğe dayalı stratejiler geliştirilmelidir.
Bu nedenle değişim, öncelikle gerçeklerle yüzleşmekle başlar.
Eşitlik, uzun yıllardır meslek örgütümüzün temel ilkelerinden biri olmuştur.
Tüm mali müşavirlerin, eşit haklara, eşit temsil gücüne ve eşit mesleki fırsatlara sahip olması elzemdir. Ancak günümüzde, özellikle dijital dönüşümün hız kazandığı bu dönemde, eşit şartlara erişim her zaman mümkün olmamaktadır.
Eşitlik, hepimizin kulağına hoş gelen bir kavramdır.
Herkese aynı imkânların sunulması fikri, yüzeyde oldukça adil görünür.
Bir yarış düşünün: Başlangıç çizgisine herkesi diziyorsunuz.
Ama bazıları ağır yüklerle, bazıları koşu ayakkabısıyla geliyor.
Aynı çizgide başlamak, onları eşitlemez.
Çünkü geçmişleri, engelleri ve ihtiyaçları farklıdır.
Eşitlik sadece araçları dağıtır ama ulaşımın önündeki engelleri kaldırmaz.
Bu yüzden tek başına yeterli değildir.
Çözüm, daha derin bir anlayışla gelir.
Bu nedenle eşitlik ilkesini yalnızca aynı imkânı sunmak olarak değil; her bir meslektaşımızın ihtiyacına göre desteklenmesi şeklinde okumalıyız.
Hakkaniyet ise işte bu noktada devreye girer.
Herkese aynı şeyi vermek yerine, ihtiyacına göre destek sunar.
Adaletli bir toplum inşa etmenin en önemli adımı budur.
Çünkü insanlar ancak koşullar eşitlendiğinde gerçekten parlayabilir.
Hakkaniyet; her meslek mensubuna, bulunduğu koşullar doğrultusunda gerekli destek, eğitim, dijital araç ve sosyal güvenceyi sunabilmektir.
Genç meslektaşlarımızın iş kurma süreçlerinde desteklenmesi, kadın mali müşavirlerin mesleki temsilde daha görünür kılınması, kıdemli meslektaşlarımızın bilgi birikimlerinin değerlendirilmesi bu hakkaniyetli yaklaşımın örnekleridir.
Mesleğimizi güçlendirmek için herkesi aynı platforma davet etmek yeterli değildir; herkesi o platforma taşıyacak yolları da inşa etmemiz gerekmektedir.
Ancak hakkaniyetli destek bile geçici bir çözümdür.
Asıl mesele, insanların desteklere ihtiyaç duymayacağı bir sistem kurabilmektir.
Adalet, işte burada devreye girer.
Adalet, yalnızca mevcut eksikleri gidermek değil, bu eksiklerin neden oluştuğunu da analiz etmektir.
Bugün mali müşavirler olarak, mevzuatın ağırlığı altında ezilen, ücret politikaları konusunda yeterince korunmayan ve sosyal statüsü tam anlamıyla kabul görmeyen bir yapının içerisindeyiz.
Adaletli bir mesleki düzen, bu yapısal sorunların çözülmesiyle mümkündür.
Ücret tarifesinin piyasa koşullarına göre güncellenmesi, kayıt dışı çalışanlarla mücadelenin etkinleştirilmesi ve mesleğin kamuoyundaki itibarının artırılması adil bir sistemin temel taşlarıdır.
Ve adalet varsa, insan onuru da vardır.
Son durağımız ise belki de en umut verici olan: Kapsayıcılık.
Mesleğimizin geleceği ise kapsayıcılık ilkesine dayalı olarak şekillenmelidir.
Kapsayıcı bir oda, yalnızca seçilmişlerin değil; her kuşaktan, her bölgeden, her uzmanlıktan mali müşavirin sürece katılımını sağlar.
Teknolojiye açık, genç meslektaşlarımıza alan tanıyan, kadınların öncülüğünü destekleyen, emekli meslektaşlarının birikimini değerlendiren bir yapı ancak kapsayıcı anlayışla mümkündür.
Kapsayıcılık, yalnızca bir temsiliyet meselesi değildir; aynı zamanda aidiyet duygusunu ve meslekî dayanışmayı güçlendiren bir vizyondur.
Değerli meslektaşlarım,
Gerçeklikten kapsayıcılığa uzanan bu kavramsal çerçeve, yalnızca bir ideal değil, aynı zamanda mesleğimizin sürdürülebilirliği için zorunlu bir dönüşüm yolculuğudur.
Bu sürecin en önemli aktörleri bizleriz: her bir mali müşavir.
Birbirimizi dinleyerek, farklılıklarımızı görerek ve ortak değerlerde birleşerek bu mesleği daha adil, daha güçlü ve daha saygın bir noktaya taşıyabiliriz.
Hep birlikte üreten, paylaşan, kapsayan bir oda yapısı inşa etme kararlılığıyla hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
=========================================
=========================================