Akaryakıt İstasyonlarında Mühürleme Sorunu
Esadullah Aslan - SMMM - Konya
30.4.2021 tarih 31470 sayılı resmi gazetede 7318 sayılı kanunun 10. maddesiyle 5015 sayılı kanunun 20. maddesine eklenen (g) bendi 30.4.2021 tarih 31470 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Bu yeni düzenlemeye göre 30.4.2021 tarihinden başlamak üzere artık LİSANSA TABİ FAALİYETTE BULUNAN İŞLETMELERLE ilgili olarak yapılan incelemelerde benim bu makalemin konusunu oluşturan lisansa tabi işletmelerin AKARYAKIT İSTASYONU işletmeciliği yapan işletmeler olduğunu açıklamakta fayda mülahaza etmekteyim.
Buna göre.
Akaryakıt alım satımı ticari faaliyetinde bulunan AKARYAKIT İSTASYONU işletmecisi bir şirketin defter ve belgelerinin SAHTE BELGE yönünden incelenmesi neticesinde. Şirketin bir kısım ALIŞ FATURASININ sahte addedilmesi üzerine şirketin KDV indirimlerinin reddi suretiyle şirket adına tarhiyat önermesinde bulunulan inceleme raporunda.
İnceleme elemanının doğru veya yanlış şirket yetkililerinin SAHTE addedilen bu faturaların sahte olduğunu BİLEREK kullandığı iddiasından hareketle şirket adına 3 kat vergi ziyaı cezası kesilmesi gerektiği yönünde önermede bulunması durumunda.
Bu önermenin doğal sonucu olarak aynı inceleme elemanı tarafından VUK nun 359. maddesini dayanak göstermek suretiyle kanunun 367. maddesine dayandırılmak suretiyle şirket yetkilileri hakkında düzenlediği VERGİ SUÇU RAPORUNUN Cumhuriyet Başsavcılığına intikal ettirildiğinde.
Bu durumun 5015 sayılı kanunun 2. maddesinde tanımı yapılmış olan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna iletileceği kurum tarafından rafineriler hariç olmak üzere HER TÜRLÜ TESİSTEKİ LİSANSA TABİ TÜM FAALİYETLERİ GEÇİCİ OLARAK DURDURACAĞI ve bu durumun Savcılık makamı tarafından KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA dair karar verilene kadar veya mahkeme tarafından verilen karar kesinleşinceye kadar devam edeciğinin hükme bağlanmış olması üzerine.
Özellikle son zamanlarda yoğun bir şekilde AKARYAKIT SEKTÖRÜNDE başlatılan incelemelerde Akaryakıt istasyonu işleten şirketlerin defter ve belgelerinin incelenmesi neticesinde şirket adına 3 kat vergi ziyaı cezalı tarhiyat yapılması ve şirket yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunulmuş olmasının Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna bildirilmesi üzerine
Kurum yetkilileri tarafından inceleme elemanının şirket hakkında düzenlemiş olduğu inceleme raporunda şirketin ALIŞ veya SATIŞ faturalarının gerçek bir mal teslimine dayalı olup olmadığını yani gerçekten SAHTE olup olmadığının açık,net maddi ve hukuki geçerliliği haiz bir biçimde ortaya konulup konulmamış olduğunu.
En önemlisi,
Şirket adına önerilen ve kesilmiş olan 3 kat vergi ziyaı cezasının VUK nun 344-359. Maddelerine uygun olup olmadığı,bir başka anlatımla somut olayda şirket yetkililerinin bu SAHTE addedilen faturaları BİLEREK KULLANDIKLARININ açık, net maddi ve hukuki geçerliliği haiz, bilgi, belge ve delillerle ortaya konulup konulmamış olduğunu. SOMUTLAŞTIRMADAN
Şirketlerin akaryakıt istasyonlarının MÜHÜRLENMEK suretiyle şirketlerin faaliyetlerinin GEÇİCİ olarak olsa bile İŞLETMELERİN KAPATILMASININ Birçok hak kayıpları ve mağduriyetleri de beraberinde getirdiği görülmektedir.
Çünkü;
Şirket adına 3 kat vergi ziyaı cezalı tarhiyat yapıldığında şirket bu cezalı tarhiyatları Vergi mahkemeleri nezdinde iptali istemiyle dava konusu yaptığı ve bu yargılamalarda mahkemeler tarafından olayların 270 güne kadara bağlanacağının bildirildiği bir hukuk ortamında.
Aynı inceleme raporunu düzenleyen inceleme elemanı tarafından şirket yetkilileri hakkında VUK nun 359/a-b-ç maddelerinin ihlal edilmiş olduğu gerekçesiyle hazırlanan VERGİ SOÇU RAPORUNUN Cumhuriyet Başsavcılığına intikalinden sonra ,bu raporun ilgili savcıya intikalinden sonra savcılık makamının KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞI kararı vere bilmesi için birçok resen inceleme ve araştırmaları yapacağını dikkate aldığımızda bu sürecinde birkaç aylık bir süreceğini dikkate aldığımızda.
En erken savcılık makamının kovuşturmaya yer olmadığı kararı verene kadar şirketin akaryakıt istasyonu işletmesinin MÜHÜRLÜ OLARAK KAPALI KALACAK OLMASININ işletmeci yönünden maddi yönden oluşturacağı zarar yanında müşteri kaybetme yönünden de birçok mağduriyetlere sebebiyet vereceğinin kesin ve tartışmasız olduğu bir hukuk ortamında.
EPDK nın bu süreçlerin tamamlanmasını beklemeden hemen işletmeci yönünden hayati önemi haiz olan AKARYAKIT İSTASYONLARINI MÜHÜRLEMESİNİN doğru olmadığı gibi usul ve hukuka uygunda olmadığı gerçeğine ulaşmaktayız.
Dolayısıyla,
Bu uygulamayla ilgili olarak özellikle EPDK nın sadece 5015 sayılı kanunun 20/2-g maddesinin LAFZINI esas alırak değil inceleme elemanı tarafından düzenlenen rapora göre yapılan iş ve işlemlerinde hangi aşamalarda olduğunu Bakanlık yetkilileriyle yapacağı görüşmeler neticesinde SOMUTLAŞTIRDIKTAN sonra MÜHÜRLEME işlemi tesis etmesinin daha doğru olacağı inancındayım.
Yeni gelişmeler olduğunda bu köşemde bilgilerinize sunacağım .